Aydın Valiliği tarafından Aydın Ticaret Borsası'nda (AYTB) düzenlenen 'İthal Hayvanların Satışı ve Pazarlanması' konulu toplantıya, Aydın Valisi Hüseyin Avni Coş, Et ve Balık Kurumu Genel Müdürü Bekir Ulubaş, Genel Müdür Yardımcısı Muammet Kaya, Aydın İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Halil İbrahim Aktemur, Aydın Ticaret Borsası Meclis Başkanı Aydın Akyüzlü, Aydın Tarım İl Müdürü Muhsin Temel, Aydın Tarım İl Müdürlüğü personeli ve besiciler katıldı.
Türkiye'de yaşanan et krizinin en büyük nedeninin Et ve Balık Kurumu'nun zamansız özelleştirilmesi olduğunu ileri süren Ulubaş, kuruma bağlı 35 işletmeden 28'inin özelleştirilmesiyle yetiştiricilerin güvenli ve garanti pazarlarını kaybettiklerini söyledi.
Ahırlardaki doluluk oranının yüzde 100'lerden yüzde 30'lara düşmesi sonucu bugünkü tablonun ortaya çıktığına işaret eden Ulubaş, yaşanan krizde terör olaylarının da ikinci büyük neden olarak ortaya çıktığını belirterek şöyle konuştu: "Hiçbir tarihte 35 işletmesi bulunan Et ve Balık Kurumu 4,5 ayda 100 bin baş sığır kesmemiştir. Ama şimdi Et ve Balık Kurumu 8 işletmesi ve 600 işçisiyle 4,5 ayda ithal edilen 100 bin baş tosunu kesti ve tüketiciye dağıttı. Şu an Et ve Balık Kurumu'nun depoları etle dolu ve
elimizde kesilecek 10 bin baş hayvanımız var."
ET FİYATLARI YÜKSELMEYECEK
Kamuoyunda oluşan et fiyatlarının yükseleceği yönündeki söylentilere cevap veren Ulubaş, sözlerine şöyle devam etti: "Kurbandan yeni çıktık. Halkımızın büyük bir bölümü kurban kesti ve dağıtacağını dağıttı. Dağıtanda, dağıtılandan alanda elindeki eti harcıyor. Şu an et alanda satanda alt düzeyde. Ancak, turizm tesislerindeki ve lokantalardaki et ihtiyacı için kesim yapılıyor. Et fiyatlarının artacağı yönündeki söylentileri gerçekçi ve doğru bulmuyorum. Çünkü, pazar yok, pazarlayan yok. Et tüketimi en alt
seviyede. Et ve Balık Kurumu hiç bir kısıtlama koymadan isteyen sanayici ve lokantaya istediği kadar et verebilecek güçtedir."
Türkiye'deki et krizinin önüne geçilmesi için gerçekleştirilen canlı hayvan ithalatının devam edeceğini açıklayan Ulubaş, Avustralya'dan ithal edilen angusların deniz yolu ile Türkiye'ye gelmek üzere olduğuna dikkat çekti. Bu ayın 4'ünde 6 bin baş tosunu İzmir Limanı'ndan Türkiye'ye alacaklarını anlatan Ulubaş, şunları söyledi: "Bu hayvanları İzmir, Aydın, Afyon ve Burdur'daki Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'ndan yetkili tesislerde hizmet alımı şeklinde kestireceğiz. Bu sayede bizden et almak isteyen
herkese en hijyenik koşullarda et temin edeceğiz. Ayrıca, ayın 16 veya 17'sinde 18 bin büyükbaş hayvan taşıyan bir gemi daha İzmir Limanı'na yanaşacak. Bu hayvanları da aynı şekilde kesim hanesi ve soğuk zinciri uygun tesisler arasında ayrım gözetmeksizin hizmet alarak işletmeci ve tüketicileri sağlıklı et ile buluşturacağız."
İTHALATLA İNSANIMIZ DOYURULMAMALI
Ülkede yaşanan et krizinin akşamdan sabaha çözülecek bir konu olmadığına işaret eden Ulubaş, bir buzağının doğup büyümesi, beslenmesi ve tüketici zincirine girmesinin belli bir zaman gerektirdiğini söyledi. Et ve Balık Kurumu olarak bu sorunun kısa sürede çözülemeyeceğinin farkında olduklarını anlatan Ulubaş, sözlerine şöyle devam etti: "Bu ülke ithalat yaparak insanını doyurmamalı. Bu ülke kendi çiftçisini, kendi besicisini, kendi köylüsünün ürettiğini kenti tüketicisine sunmalı. İşte bununda hazırlığını
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nın ilgili birimleri yapıyor. İlk etapta konusuna göre 2 yıl ile 7 yıl arasında değişen faizsiz bir kredi belirlendi ve şu an hepinizin hizmetine sunulmuş durumda. Ayrıca, Tarım Bakanlığı kendi çiftçisi ve köylüsünün yetiştirdiğini kendi halkının tüketmesi için ete destek hazırlığı içerisinde. Bununla birlikte besi danasının da desteklenmesi için çalışmalar devam ediyor. Önümüzdeki yıl bu konular önümüze gelecek. Bunlar ahırların dolması demek. Bu sorunun çözülmesi demek.
Ekonomik kriz ortamında gıpta ile bakılan, dünyanın en gelişmiş ve en hijyenik et teknolojisini getiren bu ülkede kısa süre içerisinde et ithalatında daha düzenli daha intizamlı bir gelişme sağlanarak buna son verileceğine inanıyorum."