> Gazetemizin ev sahipliğinde, İhlas Holding VIP Salonu’nda 19’uncusu yapılan “Türkiye Toplantıları”nın bu ayki misafiri Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu oldu. Toplantının moderatörlüğünü Genel Yayın Yönetmenimiz Nuh Albayrak yaptı.
 
ÖZGÜVENİMİZ TAM
 
Dışişleri Bakanı Davutoğlu “Birileri hâlâ Türkiye’nin içerideki yaralarıyla oynamaya kalkıyor.
 
Tahrik ediyor. Ama bunlara karşı da Türkiye’nin dışarıdaki görüntüsü; özgüveni olan, ne yaptığını bilen, belirli bir stratejik planlama belirleyen, başarılı, güçlü ve dışarıya özgüvenli bir ülke” dedi.
 
YENİ BİR YÜZYIL İNŞA EDİYORUZ
 
Restorasyon sürecinde Türkiye’nin yüzüne kan geldiğini ifade eden Bakan Davutoğlu, “Önümüzde kritik 12 yıl var. 2011’le 2023... Türkiye kendini yeniden inşa dönemini yaşıyor.
 
Onun için bizim bu döneme, 21. yüzyılı şekillendirecek kritik 12 yıla, sağlam adımlarla girmemiz lazım” diye konuştu.
 
Türkiye Gazetesi’nin ev sahipliğinde İhlas Holding VIP Salonu’nda bir süredir yapılan “Dostlar Meclisi” toplantıları, bundan sonra “Türkiye Toplantıları” adıyla devam edecek. 19’uncusu düzenlenen “Türkiye Toplantıları”nın bu ayki misafiri, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu oldu.
 
Genel Yayın Yönetmenimiz Nuh Albayrak’ın başkanlık ettiği toplantıda Bakan Davutoğlu, Türkiye’nin iç ve dış politikada yükselişini, 2023 vizyonu ile Tunus, Mısır, Libya, Yemen ve Suriye’de halk hareketleriyle yaşanan değişim rüzgârını anlattı. Davutoğlu, iki bölüm halinde gerçekleşen toplantının ilk bölümünde Türkiye’nin dış politikasını değerlendirdi. İkinci bölümde ise bürokrasi, siyaset, iş dünyası, akademisyenler, sivil toplum kuruluşları ile medya temsilcilerinin sorularını cevapladı.
 
Dışişleri Bakanı Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu, Türkiye’nin artık dış politikada yönlendirilen değil yön veren bir ülke olduğunu belirterek, “Dünyada bir olay olduğunda Türkiye ne düşünüyor, nasıl hareket edecek? diye düşünmeyen ülke kalmadı. Türkiye’nin görüşü bütün olaylarda en asli, en önemli unsur olarak değerlendiriliyor. Türkiye’nin analizleri, bakış açısı fevri değildir, rasyoneldir. Orta Doğu’da; Kahire’de, Şam’da bir Orta Doğulu olarak konuşuruz. Taşkent’te, Bişkek’te Asyalı olarak. Brüksel’de Avrupalı olarak konuşuruz. Bu kapasiteye ve güce sahibiz” dedi.
 
HATALARIMIZ KAYBA YOL AÇAR
 
Konuşmasına Osmanlı’dan günümüze kadar Türkiye’nin yaşadığı süreci özetleyerek başlayan Bakan Davutoğlu, dünyanın sürekli değişim içinde olduğunu ve yeni akımlar geliştiğini vurgulayarak, “Siyasi, ekonomik ve kültürel anlamda halkımızın bir bütün olarak doğru bir muhasebe içinde olması lazım. Bu dönemde yapacağımız hatalar, önümüzdeki dönemde kayıplara sebebiyet verebilir. Böyle bir kritik geçiş, büyük dönüşüm döneminde atacağımız doğru adımlar sayesindeki kazanımlarımızla 21. yüzyılın tamamıyla Türkiye’nin yükseldiği, etkisinin arttığı bir yüzyıl olacağını umuyoruz” diye konuştu.
 
KRİTİK BİR 12 YILIMIZ VAR
 
Geçmiş dönemlerde yapılan hatalardan hükümet olarak tahlillerde bulunarak ders çıkardıklarını belirten Davutoğlu konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bir anlamda yüzyılın muhasebesini yapıyoruz. İkinci Dünya Savaşı ve soğuk savaş dönemi yaşandı, bunlara tepkiler verdik. Sonra demokrasi rejimlerine geçişler geldi. Şimdi kritik 12 yıl daha var. 2011’le 2023...
 
Türkiye kendini yeniden inşa dönemini yaşıyor. Son 8 yıldır da bu inşa döneminde yüzyıl içerisinde kaybettiklerimizle karşı karşıya kalıyoruz. Tesadüf olarak kabul edilemez, bu bir anlamda tevafuk, tarihî bir yüzleşme diyelim. 1911’de Trablusgarb’dan çekildiğimizi hatırlayın.
 
Şimdi yüzyıl sonra 2011’de Türkiye, Libya konusunda tarihî sorumlulukları ile katkıda bulunması muhtemel en önemli aktör olarak gündeme geldi. Mısır, Suriye ve diğer kardeş topluluklar için de bu geçerli. Bu şunu gösteriyor; Tarihin bir döneminde merkez görevi üstlenmiş topluluklar kendi restorasyonlarını elde ettiklerinde büyük bir ivme kazanıyorlar.
 
Bunu gerçekleştiremez veya geciktirirlerse, bu sorumluluklar o milletlerin önünde ciddi darboğazlar oluşturabiliyor. Onun için bizim bu döneme, 21. yüzyılı şekillendirecek kritik 12 yıla, sağlam adımlarla girmemiz lazım.”
 
AYDINLARIMIZ KOMPLESKLİ
 
Dış politikada zihniyet devriminin önemine değinen Bakan Davutoğlu, bu konuda da sıkıntıların halen sürdüğünü kaydetti. “Çoğu aydınlarımızın içine sindirdiği aşağılık kompleksini yıkmadan restorasyon gerçekleştirilemez” diyen Bakan Davutoğlu konuşmasına şöyle devam etti: “Maalesef ne zaman ciddi bir adım atmaya kalksak hemen ‘suçlusun’ damgası vuruluyor.
 
Bazı işleri nasıl başaracağımızı anlatmakla uzun bir zaman geçirdik. Hemen gelen tepki ‘Bunu yapabilir misiniz?’ şeklinde oluyor... Afrika’ya bir büyükelçilik açarız, ‘Bunu yapabilecek büyükelçiniz var mı?’ diye sorarlar. ‘Türkiye çevre havzalarla bütünleşecek, ekonomik entegrasyon yapacak’ deriz. ‘Bunu yapacak insan unsurunuz, kapasiteniz var mı?’ diye sorarlar. Bunların hepsini yapacak kapasiteniz olduğuna inanmadan zaten yola çıkmazsınız.
 
Zihniyet devriminin esası özgüven. Ve milletin gücüne güvenmek. Millet ile devlet arasındaki bariyerlerin kalkmasını temin etmek. Bu anlamda son 8 yıl içinde önemli bir zihniyet devrimi yaşadığımızı düşünüyorum.”
 
Tarihteki krizleri, değişimleri ve restorasyon süreçlerini anlatan Bakan Ahmet Davutoğlu, Tanzimat döneminde, devlet kurullarının yeniden kurulması ile ilgili bir restorasyon çalışması yapıldığını ifade etti. Şimdi de demokrasimizin güçlendirilerek, tahkim edilerek iç siyasi düzenimizi restore edilmesi gerektiğini anlatan Davutoğlu, bunun da yeni bir anayasa ile mümkün olacağını kaydetti. Yeni anayasanın toplumsal mutabakat, özgürlük alanları gibi ana unsurlar taşıması gerektiğini söyleyen Dışişleri Bakanı, “Yeni bir anayasanın seçilmişlerin eliyle olması gerek. Anayasa; Vesayeti geride bırakarak, özgürlük ve güvenlik arasında toplumu tercih yapmak zorunda bırakmayacak. Toplumun hiçbir kesimini tehdit algısına sokmayacak bir restorasyon gerçekleştirmek lazım” dedi.
 
İÇ TEHDİT ALGILAMASI YANLIŞ
 
Son 8 yıl içerisinde iç tehdit ve dış tehdit kavramlarını yıkmak için yola çıktıklarını anlatan Davutoğlu, “İç tehdit diyerek toplumun bir kısmının potansiyel olarak devletin karşısına yerleştiremezsiniz. Toplumdan şüphe ederek, bir nevi virüsü yayamazsınız. Suç işleyen, huzursuzluk çıkaran varsa onları kanuna teslim edersiniz. 27 Mayıs’ta halkın seçtiği iktidara ‘düşkünler yönetimi’ diyerek partiler devletin karşısına konumlandırıldı. 12 Eylül’de başka şartlarda iç tehdit tanımlaması ortaya çıktı. Daha sonra irtica ve bölücülük diyerek iç tehdit tanımlandırıldı. Kürt kardeşlerimizle ilgili tehdit tanımlamasını kolektif hale getiremezsiniz.
 
Bizim için iç tehdit yok, iç potansiyel, iç güç var. Bu amaçla siyasi restorasyonla 2002‘den beri demokratikleşme çabaları, paketleri başladı” şeklinde konuştu.
 
“Siyasi bir restorasyonda ekonomik bir altyapınız yoksa, bütün bunları finanse edecek kaynaktan yoksun kalırsınız. Başınızın dik olması için ekonominizin güçlü olması gerekir” diyen Davutoğlu, dünya ekonomik krizle kıvranırken, Türkiye’nin yüzde 8.9 gibi hızlı bir büyüme gösterdiğini bunun da ekonomik güç sağladığını söyledi.
 
Türkiye sadece üslerle konuşulacak ülke değil
 
Bakan Davutoğlu kendisinin her ortamda “hükümet olarak ve ülke olarak ne yapmak istiyorsunuz?” sorularına mutahap olduğunu hatırlatarak şöyle konuştu: “2002’de baş danışmanlık görevini aldığımda bir televizyon programında ‘Ne yapmak istiyorsunuz?’ sorusuna şöyle cevap vermiştim: Türkiye dışarıdan bakıldığında öyle bir insana benziyor ki, güçlü pazuları var. Yani güçlü bir ordu. Boş bir mide. O zaman ekonomik krizden yeni çıkmışız. Bu güçlü pazuları destekleyecek ekonomik yapıdan mahrum. Hep dışarıdan serum alıyor. Böylece dışarıdan serumu verenler, ‘Biz bu ülkenin pazusunu nasıl kullanırız?’ diye konuşuyorlardı.
 
Bakın biz Türk Amerikan ilişkilerinde Kore olayını bir kenara koyduk. Kore savaşı geride kaldı.
 
Türk Amerikan ilişkilerini sadece askeri ilişkiler üzerine kurmayız. Türkiye sadece askeri üsler üzerine konuşulacak bir ülke değil artık. Türkiye’yi bir zamanlar şöyle düşünün; küçük bir beyin stratejik düşünce kabiliyeti zayıflamış bir beyin. Ve titrek bir kalp. Bir nesil bir kış komünist rejim, bir kış irtica, bir kış bölüneceğiz diye beklendi. Hiç baharı yok mu bu milletin Allah aşkına.... Askerî gücünüzün olması elzem ama bunu dışarıdan gelen serumlara veya dışarıya mahkum etmeyecek, kendi savunma sanayisini kurmuş o gücü kendi besleyen bir yapı olması lazım. Artık stratejik planlarını kendi düzenleyen bir ülke olduk. Stratejik planlamada bazen ilk yılları hatırlıyorum. ‘Şu an kriz var, bakalım onlar nasıl pozisyon alacak’ anlayışı beni rahatsız ederdi. Şimdi biz tedbirlerimizi alıyoruz. Muhataplarımız kendi pozisyonlarını düşünüyor.”
 
TÜRK OLDUĞUMU GÖSTERMEM LAZIM!
 
İhlas Holding VIP?salonunda, Genel Yayın Yönetmenimiz Nuh Albayrak’ın moderatörlüğünde gündemi değerlendiren Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, seçim faaliyetleri çerçevesinde gezerken yaşadığı bir hatırasını anlattı. Davutoğlu şöyle dedi: “Geçen hafta İsveç’te yaşayan bir vatandaşımız, ‘Sayın Bakanım, eskiden Türk olduğumuz anlaşılmasın diye tedirgin davranırdık. Şimdi gözlerinin içine baka baka Türk olduğumuzu göstermek geliyor içimden’ dedi. Bundan sonra kim bu halkın önüne geçmek isterse büyük hedefler göstermek zorunda.
 
Küçük hedefler halkı tatmin etmiyor.”
 
MANŞETİMİZİ YORUMLADI
 
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, önceki gün “Bin PKK’lı Suriye’de görevde” manşetimizi de değerlendirdi. Suriye’de Türkiye karşıtı kampanya başlatma çabası içinde olanların bulunduğunu belirten Davutoğu, “Beşar Esad’a söyledik. ‘Sizi de korumak istiyoruz’ dedik.
 
Esad’la şahsen konuşuyoruz. Kendisine yapması gerekenleri anlatıyoruz” dedi.
 
KİMLER KATILDI?
 
İhlas Holding VIP Salonu’ndaki geceye İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, İhlas Holding Genel Müdürü Ahmet Mücahid Ören, Şişli Kaymakamı Metin Öklü, Bahçelievler Kaymakamı Şevket Cinbir, Zeytinburnu Kaymakamı Mustafa Dündar, Sarıyer Kaymakamı Ömer Karaman, İstanbul İl Milli Eğitim Md.Muammer Yıldız, Kartal Cumhuriyet Savcısı Ahmet Yiğit, Marmaray Projesi Bölge Md. Sıraç Karayağız, UTESAV Gn. Bşk. İsrafil Kuralay, İstanbul Halk Ekmek Gn. Md. Salih Bekaroğlu, MÜSİAD Gn. Başkan Yardımcısı M. Nuri Görenoğlu, İşadamı Remzi Yedikardeş, Basın İlan Kurumu İstanbul Şube Md. Mehmet Köşker, İHA Genel Md. Fevzi Kahraman, Arçelik Genel Md. Levent Çakıroğlu, Mahmut Tekstil Yön. Kur. Bşk. Mahmut Küçükdoğan, Bimeks Gn. Md. M. Arif Bayraktar, Fuzul Holding Yön. Kur. Bşk. Eyüp Akbal, İnanç Dış Tic. Yön. Kur. Bşk. Nejdet Külünk, Çağlar Grup Bşk. Münir Çağlar, RB Et Lok. sahibi Ramazan Bingöl, Ressam - Heykeltraş İsmet Yedikardeş, IRCICA Gn. Md. Halid Eren, MHP İstanbul İl Başkan Yardımcısı Sebahir Tazegül, TÜGAV Yön. Kur. Bşk. Eyüp Özgüç, BEDAŞ Gn. Md. Abdullah Atalay, Ağaoğlu Şirketler Gn. Md. Hasan Rahmalı, Özyurtlar İnşaat Gn. Md. Tamer Özyurt, Metro Turizm Yön. Kur. Bşk. Galip Öztürk, Şifa Yemek Gen. Md. Fahri Yükseldi, İspark Gn. Md. Kadir Gurbetçi, Yenisöz Gazetesi Gn. Yayın Yönetmeni Ekrem Kızıltaş, Zaman Gazetesi eski sahibi Aladdin Kaya, İhlas Eğitim Kurumları Gn. Md. Hami Koç , MÜSİAD 3. dönem Genel Bşk. Ömer Bolat, Rotahaber Gn. Yay. Yönetmeni Ünal Tanık, Türk Telekom Pazarlama Md. İsmail Bayazıt, Vatan Bilgisayar Yön. Kur. Bşk. Nuri Vatan, Reklamcılık Vakfı Yön. Kur. Üyesi Ender Merter ve Türkiye Toplantıları’nın müdavimleri katıldı.
 
 
BÜYÜK AKTÖR
 
BM’nin daimi ülkelerinden daha etkiliyiz
 
Kendilerine en çok ‘Şunlarla arabuculuk yapıyorsunuz, her meseleye müdahale ediyorsunuz. İç meseleleri çözdünüz mü?” şeklinde sorular geldiğini belirten Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, “Hiçbir ülke kendi meselelerimi çözeyim, sonra aktif dış politika yapayım diyemez. Bakın ABD küresel güç, kendi iç meselelerini çözdü mü? Sağlık reformundan, siyah-beyaz ayırımına kadar Obama ne kadar büyük zorluklar çekiyor. Biz hem uluslararası örgütlerde aktif çalışmalar yapabilecek bir yapı kurduk. 60 yılda bir kere BM Güvenlik Konseyi’nde olabildik. Şimdi burada daha aktifiz. Halen Türkiye’nin BM’de daimi üyeler kadar, hatta daha etkin olduğu konuşuluyor. G-20 üyesiyiz. Medeniyetler İttifaklar projesini ortaya attık. Küresel, siyasi, ekonomik, kültürel bütün düzenin çalışmaları içerisinde Türkiye aktif olarak var. Türkiye’nin uluslararası bir aktör olarak çıtasını üst düzeye çektik” diye konuştu.
 
Her dilden konuşuyoruz
 
Artık “Türkiye ne düşünüyor, nasıl hareket edecek?” diye düşünmeyen ülke kalmadığını dile getiren Bakan Davutoğlu şöyle dedi: “Türkiye’nin önemi ve gücü herkes tarafından asli olarak biliniyor. Türkiye’nin stratejik planlama yapabilme kabiliyeti çok arttı. Bu planlara göre öz güvenimiz çok arttı. Birileri hâlâ Türkiye’nin içerideki yaralarıyla oynamaya kalkıyor. Tahrik ediyor. Ama bunlara karşı da Türkiye’nin dışarıdaki görüntüsü öz güveni olan, ne yaptığını bilen, belirli bir stratejik planlama belirleyen, başarılı, güçlü ve dışarıya özgüvenli bir ülke. Yüzüne kan geldi ve toparlandı. Bir şekilde bir restorasyon yaşadık. Biz restorasyon sürecini tamamlamış. Çevresini ve dünyayı restore eden bir Türkiye olacağız. Bunu daha ileriye götürmek istiyoruz. 2023 işte bu restorasyonun hedeflerinden biri.”
 
Türkiye