AKŞAM'ı ziyaret eden Bakan Mehdi Eker, 'Türk tarımının devrimi' dediği havza bazlı destekleme modelini anlattı. Eker, 'Toprak, eğim, topografya gibi özelliklere dair 527 bilgisayar verisi çıkardık. Bunun için 200 kişilik özel bir TİM 2 yıldır' çalışıyordu' dedi


Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker AKŞAM'ı ziyaret etti. Et fiyatları ve tarım politikalarıyla ilgili AKŞAM'ın sorularını yanıtlayan Bakan Eker, Türk tarımında bir devrim sayılabilecek, 'Havza Bazlı Destekleme Modeli'ni uygulamaya başladıklarını belirterek, söz konusu projeyi şöyle anlattı: 'Bu proje çerçevesinde Türkiye'nin bütün tarım alanlarının tomografisini çektik. Toprak, eğim, topoğrafya gibi çeşitli özelliklere dair 527 milyon bilgisayar verisi çıkardık. Hangi havzada, hangi ürün, hangi verimlilikte yetiştirilebilir, sorularının cevabını bulduk. Şimdi her havza için 'şu ürünler senin toprağına uygun. Bu ürünleri yetiştirebilirsin' diyebiliyoruz. Bu bilgilere, 2 sene boyunca 200 kişinin çalışmasıyla ulaştık. Çifçilerimize dedik ki; Toprağına bu ürünleri ekersen, sana para vereceğiz. Verimsiz ürün ekmeye devam edersen bunu vermeyeceğiz.'


ET FİYATI DAHA DA DÜŞECEK
Et fiyatları ile ilgili de açıklamalarda bulunan Bakan Eker, her gün Türkiye'nin 16 ilinden günlük kesilen sığır miktarı ve fiyatları ile ilgili bilgi aldığını belirterek, 'Şu anda 1 kilogram kemikli etin fiyat ortalaması 15 lira 80 kuruş. Yani market sahibi eti 15.80 TL'ye alıyor. Bundan kemiği çıkarıp, üzerine karını, katmadeğerini koyduğunda, kuşbaşı ya da kıymayı 21 liraya satması gerek. Eğer markette 26-27 TL'ye satıldığını görüyorsanız, bu et fiyatının aşırı yükselmesinden kaynaklanmıyor' dedi. Canlı hayvan ithalat kararının alındığı 26 Nisan tarihinden bu yana et fiyatının yüzde 16 düştüğünü belirten Eker, 'Şimdiye kadar 16 bin ton karkas et ve 130 bin büyükbaş hayvan ithal edildi. Bir denge oluşuncaya kadar ithalat devam edecek. Et fiyatı daha da düşecek' dedi.

Etteki fiyat artışı neden kaynaklandı?
BAKAN Mehdi Eker, et fiyatının nasıl bu kadar artış gösterdiğini sorduğumuzda ise şöyle yanıt verdi: Türkiye'de 2002 ile 2009 yılları arasında et fiyat artışlarına ve enflasyona bakın, bu sürenin yarısından fazlasında et fiyatları, enflasyonun altında artmıştır. Bu arada Türkiye 2006'dan itibaren 3 yıl tarihinin en büyük kuraklığını yaşadı. Bu süreçte yem pahalılaştı. Yem pahalılaşınca, insanlar ellerindeki dişi hayvanlarını da kesmeye başladı. 2009'da talep artınca, koşullar değişince, insanlar da hayvancılığa yatırım yapma, kayıplarını telafi etmek için de zam yapma yoluna gittiler. Bu arada dünya fiyatlarında da artış oldu. 2010 yılında dünya et ihracat fiyatlarındaki artış yüzde 23.5 oldu' dedi.
Eker, 'Bu arada bazı özel firmaların da fiyatı yükseltmek için Et Balık Kurumu'na bizim vereceğimiz fiyattan fazlasını vererek, piyasayı hareketlendirdiler' diye ekledi.

Angusların kemikli yemle beslendikleri politik bir yalan!
TARIM ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, yükselen et fiyatlarını makul seviyelere indirebilmek için yurtdışından ithal ettikleri Angus'larla ilgili ortada dolaşan 'Yemlerinin içine domuz kemiği karıştırılıyor' söylentilerine tepki gösterdi. 'Bu bir yalan' diyen Bakan Eker, 'Bunlar politik muhalefet amacıyla söylenmiş sözler. Bunları kimin çıkardığı da belli. Et ve kemik unu tüketimi 10 yıldır Avrupa'da yasak. Bizim getirdiğimiz Anguslar, Latin Amerika ülkelerinden geldi ve hepsi de mera hayvanı. Hatta mera hayvanı olduğu için, kaçtı mı yakalayamıyorlar. Ahırda yaşayan hayvan daha sakindir. Et kemik unu et hayvanlarında değil, süt hayvanlarında kullanılıyordu. Artık o da yasak' diye devam etti.

Sığırda kültür ırkı oranı %19'dan 36'ya çıktı
SIĞIRCILIKTA Türkiye'de ciddi bir profesyonelleşme olduğunun altını çizen Bakan Eker, 'Türkiye'nin sığır varlığı 11 milyona çıktı. Soy kütüğüne kayıtlı hayvan sayısı ise 2002'de 178 bin iken şimdi 2 milyon. Türkiye'de içinde 50'den fazla hayvan bulunan işletme sayısı 4300 iken, şimdi 18 bin 650. Kültür ırkı oranı da yüzde 19'dan 36'ya çıktı' diye anlattı. Bunu sağlayabilmek için devletin tarıma verdiği desteği artırdıklarını vurgulayan Bakan Eker, 'Devletin tarıma verdiği desteğin yüzde 4'ü hayvancılığa ayrılmıştı. Bunu yüzde 22.3'e çıkarttık' dedi.

Küçükbaş hayvan varlığı 35 milyondan 27'ye düştü
TÜRKİYE'de büyük baş hayvancılıkta değil, küçükbaşta problem olduğunu ifade eden Eker, sektördeki gelişimi şöyle anlattı: 10 sene önce Türkiye'de çalışan 100 kişiden 35'inin tarım sektöründe çalıştığını vurgulayan Mehdi Eker, 'ABD'de 100 kişiden 2'si tarımda çalışıyor. Avrupa'da ise bu oran yüzde 4. Yüzde 35'lik rakam gelişmiş ülkeler için çok yüksek. Biz de bu oranı yüzde 35'ten 24.7'ye düşürdük. Ve bu 10 puanlık bölümdeki kişiler tarımdan hizmet ve sanayi sektörüne geçip, üreticiyken tüketici oldular. Bu süreçte Türkiye'nin toplam koyun ve keçi varlığı da 30-35 milyondan 27 milyona düştü.

Fiyatta denge için 'Et Müdahale Kurumu' geliyor
BAKAN Eker, et fiyatını dengelemek için Et Müdahale Kurumu diye bir mekanizma oluşturacaklarını belirterek, 'Bu kurum piyasayı dengelemek için piyasaya et sürecek ya da et alacak. Bunu kısa süre içinde hayata geçirmeyi planlıyoruz' dedi.

Tarım arazisi mirasla bölünmemeli
TÜRKİYE'de tarım sektörünün gelişmesinin önündeki en büyük engellerden birinin tarım topraklarının miras yoluyla bölünmesi olduğunu belirterek, 'Şu anda 20 dekarın altındaki tarım toprakları bölünemiyor. Ancak bu çok küçük bir rakam. Avrupa'da, İngiltere'de tarım toprakların bölünmesine izin verilmiyor. Çünkü tarım arazisi bölünürse, tarımı öldürürsünüz. Biz de bakanlık olarak toprakların miras yoluyla bölünmemesi için hazırlık yaptık fakat burada yargının da bizi desteklemesi gerekiyor' diye konuştu.

AB'den daha üstünüz asıl onlar bize muhtaç
BAKAN Mehdi Eker, Türkiye'nin AB ile üyelik müzakerelerinde önemli konularından olan tarımla ilgili çarpıcı açıklamalar yaptı. Eker 'Türkiye'yi bağımlı hale getirecek bir şey yapamayız. Rahatlıkla söylüyorum. Türkiye biyo çeşitlilik alanında sahip olduğu imkanlar ile Avrupa Birliği'nden tarım alanında AB'den daha üstündür. AB'nin Türkiye'ye ihtiyacı var uzun vadede. Bizde 3905 tane biyo çeşit ürünü var. Bütün Avrupa kıtasında 2 bin 400 bitki türü var. Türkiye dikkate alınacak bir aktör. Bunu da gittikçe geliştiriyor. Hep Türkiye'nin jeopolitiğinden bahsediyoruz. Bana göre Türkiye'nin bugüne kadar hesaba katılmamış ve hesaba katılması gereken agrastratejik değeri var ve ekostratejik değeri var bu iki alandaki stratejik değerinin de iyi tanımlanması ve politikalarının bu alanlarda belirlenmesi lazım. Biz tarımı biyolojik ekolojik ve ekonomik disiplinlerin ortak kesişim noktasıdır. Bu noktalardan politika üretmemiz lazım. Bunları dikkate almamız lazım. Tarım insanlığın kalıcı ihtiyaç alanıdır. Geçici değildir' dedi.

Şenay KÖŞDERE-AKŞAM