Görgü tanıkları, Çeber"in ölümüne yol açan dayağı şöyle anlattı: "Çeber, sayımda ayağa kalkmadığı için gardiyanlarla sürtüştü. O gün iki gardiyan, Çeber"i ağır şekilde dövdü, başını tekmeledi. Başı duvara vura vura öldürüldü."

İŞKENCEDEN ölen Engin Çeber"in kaldığı Metris Cezaevi"nde dün incelemelerde bulunan TBMM İnsan Hakları Alt Komisyonu, Çeber"i öldüren dayağın 7 Ekim"de sabah sayımında koğuşta gerçekleştiği kanaatine vardı. AKP"den Murat Yıldırım, Mithat Ekici, Fatih Arıkan, CHP"den Malik Ecder Özdemir ve MHP"den Gürcan Dağdaş"tan oluşan TBMM İnsan Hakları Alt Komisyonu, işkenceden öldüğü ileri sürülen Engin Çeber"in tutulduğu Metris Cezaevi"nde 4 saat süreyle inceleme yaptı. Dün saat 10.15"te cezaevine giren komisyon adına çıkışta açıklama yapan Alt Komisyon Başkanı Yıldırım, şunları söyledi: "Hem İçişleri Bakanlığı hem de Adalet Bakanlığı müfettişleri çalışmalarını sürdürmektedir. Deliller yüzde 95 oranında toplandı ve yüzde 5"lik adli tıp kısmı kaldı. Soruşturma mahkeme safhasına getirilmiştir. Bizler raporumuzu hazırlayıp üst komisyona bildirerek raporu açıklamış olacağız."

Çeber"e işkence yapılmadığını belirten polis raporunun kendilerine henüz ulaşmadığı belirten Yıldırım, önümüzdeki günlerde karakolları denetleyeceklerini söyledi.

İşte tanık ifadeleri

ENGİN Çeber"in dövülmesine tanık 6 mahkûm, komisyona şunları anlattılar:"Çeber, hapishanede kaldığı 4 - 5 gün boyunca sayımda ayağa kalkmadı. Bu yüzden gardiyanlarla sürtüştü. 7 Ekim sabahı sayıma gelen gardiyanlardan ikisinin Çeber"i ağır şekilde dövdü, başını tekmeledi. Baş gardiyan olaya müdahale etmeye çalıştı, ancak engel olamadı."

Tanık 6 mahkum, Meclis komisyonu üyelerine, Çeber"in olayın ardından sürekli kustuğunu ve revire götürüldüğünü anlattılar.

BAŞGARDİYAN İŞKENCEYİ DOĞRULADI



Başgardiyan Y.A. tanık olarak verdiği ifadesinde işkenceyi doğruladı. Görevlilerle Çeber arasında ayağa kalkma meselesi nedeniyle tartışma çıktığını anlatan Y.A. “Çeber yere diz çöker gibi vaziyette duruyordu. S.A, Çeber"in kafasının üst kısmına, S.E ve N.K. de aynı şekilde yüzüne vurdular” dedi.



Başgardiyan Y.A, 6 Ekim"de Çeber"in bulunduğu koğuşa yüksek sesle gürültüler gelmesi üzerine iki görevli ile gittiklerini anlatarak “Girdiğimizde Çeber yerde diz çökmüş vaziyetteydi. Başında da üç sayım memuru bulunuyordu. Benimle koğuşa gelen N.K, Çeber"i kaldırmaya çalışırken suratına iki üç kez tokatla vurdu. Ben N.K"yi "yapma" diye uzaklaştırdım. Sonra kurallara uyması konusunda nasihat ettim, oradan uzaklaştım” dedi.



7 Ekim"deki sabah sayımında 5 görevli ile birlikte Çeber"in bulunduğu B-8 koğuşuna gittiklerini söyleyerek görevlilerle Çeber arasında ayağa kalkma meselesi nedeniyle tartışma çıktığını anlattı. Y.A şöyle devam etti: “Koğuşta S.A, N.K, S.E. ve ben kaldım. Çeber yere diz çöker gibi vaziyette duruyordu. S.A, elini yumruk yapmaksızın Çeber"in kafasının üst kısmına, S.E. ve N.K. de aynı şekilde yüzüne vurmaya başladılar. Bu eylem iki buçuk dakika sürdü. Görevlinin biri bunu bahçeye alın dedi. Kapı ağzında başka görevliler de vardı. S.E, Çeber"i yerde sürükleyerek koğuş bahçesine çıkardı. Sürüklemeye başlamadan önce de bir kez vurdu. Ben Çeber"in kimliğini alıp koğuştan ayrıldım.”



Kendisi koğuştan ayrılıncaya kadar Çeber"in vücudunda kan ve yara bere görmediğini söyleyen Y.A. “Hasta var denildiğinde B-8 koğuşuna geldim ve Çeber"i yerde kendisini kasmış şekilde yerde yatarken gördüm” dedi.
HÜRRİYET