Ozon tabakasının delinmesi sonucu güneşin zararlı ışınlarının yol açtığı ve cilt kanserlerinin en tehlikeli türü olan malign melanomun son yıllarda çok artış gösterdiğini belirten Deri Hastalıkları Uzmanı Dr. Nilüfer Oğuz, güneşin zararlı ışınlarının malign melanomun yanı sıra cildin erken yaşlanmasından kırışıklığa ve kahverengi lekelere dek pek çok soruna da yol açtığını söyledi. 

Ancak doğru zamanda ve doğru miktarda alınangüneş ışınlarının çok faydalı olduğunu aktaran Dr. Oğuz, “Son araştırmalar; öğle saatlerinde ya her gün kol ve bacakların 10 dakika; ya da haftada bir kez yüz hariç tüm vücudun 15 dakikayı aşmamak üzere kremsiz güneşlendirilmesinin önemini ortaya koymuştur. Çünkü D vitamini sentezi için ultraviyole B ışınları gerekmektedir, bu ışınlar da öğle saatlerinde yoğun olarak yeryüzüne ulaşmaktadır” dedi. 

Dr. Nilüfer Oğuz, yaz güneşinden en iyi faydayı sağlamak ve zararlarından kaçınmak için dikkat edilecek 10 noktayı şöyle sıraladı: 

“Güneşe alıştım krem gerekmez” demeyin: Güneşe ilk çıktığında 30 faktör ve üzeri güneş kremi kullanan kişiler bir süre sonra "artık cildim güneşe alıştı, 30 faktöre hatta kreme bile gerek yok" diyebiliyor. Ancak bu düşünce son derece yanlış. Özellikle çocukluktan itibaren güneşten kaçınma ve düzenli güneş koruyucu krem kullanımı ile güneş yanıklarından korunma cilt kanseri riskini önemli ölçüde azaltabiliyor. 

3 saatte bir yineleyin: Yazın havuz, deniz derken kremler vücudunuzdan akıp gittiği için 3 saatte bir yinelemeyi unutmayın.

En tehlikeli saate dikkat: Güneşin zararlı ışınlarına en yoğun maruz kaldığımız saatler öğle saatleri. Özellikle de en tehlikelisi 12:00-15:00 saatleri arası. Bu yakıcı saatlerde özellikle tatil yörelerinde 11:00-16:00 arası doğrudan güneşin altında durmaktan kaçının, gölge yerlerde zaman geçirin. Mümkün değilse de önlemlerinizi eksiksiz alın. 

Açık renk giyinin: Güneş ışınlarını kolayca emen siyah ve koyu renkli giysiler yerine, bu ışınları yansıtan ve vücudunuza geçmesini önleyen beyaz ve açık renkli giysiler giyin. 

Saçsız bölgeye de güneş kremi sürün: Kafa bölgemizdeki deriyi güneşten korumada saçlarımız büyük rol oynadığından erkeklerin saçsız bölgeye de güneş kremi sürmeleri son derece önemli. 

Geniş kenarlı gözlük takın: Çeşit çeşit güneş gözlükleri vitrinlerde ve seyyar satıcılarda karşımıza çıkarken, öncelikle göz sağlığı açısından ultraviyole ışınlarına karşı koruma sağlayan gözlük almaya özen gösterin. Çok önemli bir diğer nokta da, güneş gözlüğünüzün geniş kenarlı ve göz çevrenizi saran bir gözlük olmasına dikkat edin. 

Şapka alışkanlığı kazanın: Özellikle aşırı güneşli havalarda dışarı çıkarken mutlaka şapka takın. Ancak şapkanın deliksiz, yüzünüzü güneşten korur nitelikte geniş kenarlı olmasına dikkat edin. Şapka aynı zamanda sıcak çarpmasına karşı da sizi koruyacağından bunu alışkanlık haline getirin. 

Şemsiyeye güvenmeyin: Şemsiye altında oturmak sanıldığının aksine bizi güneşten tam korumuyor. Çardak, ağaç altı veya tam kapalı alan gibi tam gölge olan yerleri tercih edin. Şemsiye altında oturuyorsanız açık renkli, terletmeyen kumaştan kısa veya uzun kollu giysi giyin.

Sıvı ihtiyacını suyla karşılayın: Terlemenin etkisiyle artacak sıvı kaybını önlemek için bol bol su için. Yeterli sıvının yerine konulmaması cildinizi olduğu kadar sağlığınızı da ciddi şekilde olumsuz etkileyeceğinden su içmek için susamayı beklemeyin. Sıvı ihtiyacınızı çoğunlukla su ile karşılamaya çalışın. Gazlı içeceklerden uzak durun.

15 dakika kremsiz güneşlenin: Güneş ışınları son yıllarda ‘mucizevi’ olarak nitelendirilen D vitamininin vücutta sentezlenmesinde başlıca rolü oynuyor. D vitamini de kemik gelişiminden bağışıklık sisteminin güçlenmesine, kalp ve diyabet hastalıklarından kansere kanıtlanmış pek çok fayda sağlıyor. Bu nedenle güneşin faydalarından mahrum kalmamak gerekir. Yapılan son araştırmalar; öğle saatlerinde ya her gün kol ve bacakların 10 dakika ya da haftada bir kez yüz hariç tüm vücudun 15 dakikayı aşmamak üzere kremsiz güneşlendirilmesinin önemini ortaya koymuştur. Çünkü D vitamini sentezi için ultraviyole B ışınları gerekmektedir, bu ışınlar da öğle saatlerinde yoğun olarak yeryüzüne ulaşmaktadır.