‘Hayata Dönüş’ yalan 2000 yılında ölüm oruçlarını bitirme gerekçesiyle yapılan ve 30 mahkum ile 2 askerin ölümüyle sonuçlanan ‘Hayata Dönüş’ operasyonun planı 11 yıl sonra ortaya çıktı.
 
Jandarma, daha önce bulunamadığını bildirdiği planı, ‘arşiv tasnifi’ sırasında rastlandığını belirterek mahkemeye gönderdi.
 
Planın gün yüzüne çıkmasıyla kamuoyuna “Hayata Dönüş” olarak açıklanan operasyona “Tufan” adının verildiği anlaşıldı. Planda, mahkumlara karşı “Tereddütsüz, misliyle mukabelede bulunulacak, zor ve silah kullanılacak” gibi sert ifadeler kullanıldığı da ortaya çıktı...
 
Biri astsubay 38’i er 39 kişinin yargılandığı ‘Hayata Dönüş Operasyonu’ davasında, mahkemenin ve avukatların peşinde olduğu plan nihayet gün yüzüne çıktı. Bayrampaşa Cezaevi’ne düzenlenen operasyonla ilgili davanın görüldüğü Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne daha önce planın “bulunamadığını” bildiren İl Jandarma Komutanlığı, plana arşiv tasnifi sırasında “rastlanıldığı” bildirdi. Mahkemeye İl Jandarma Komutan Yardımcısı Yarbay Selahattin Acara imzasıyla gönderilen yazıda, planın “arşivlenmesi gereken yer dışında olduğu görülmüştür” denildi. Mahkemeye gönderilen yazının ekinde 17 sayfalık plan yer aldı.
 
Emir tarihi 11 Ekim 2000
 
Operasyon komutanı da olan dönemin Bölge Komutanı Tuğgeneral Engin Hoş’un imzasını taşıyan plan, Jandarma Genel Komutanlığı’nın 11 Ekim 2000 tarihindeki emri üzerine hazırlandı. 15 Aralık 2000 tarihli planda Jandarma Komando Özel Asayiş Komutanlığı’nın 12 Aralık’ta İstanbul Jandarma Bölge Komutanlığı harekat kontrolüne verildiği bilgisi yer aldı. Bu tarihlerde devlet ile mahkumlarn arasında ölüm orucuna son verilmesi ve F tipi cezaevlerine nakillerin ertelenmesi konularında görüşmeler sürüyordu.
 
‘Can kaybıyla bitebilir’
 
Planda, Bayrampaşa Cezaevi’ne 5 yıldır girilemediği, cezaevine 70 kadar silah ve el bombası sokulduğu ve bunların kadınlar koğusunda saklandığı iddia edilerek “Operasyonun can kaybıyla bitebileceği” belirtildi. Planda “Örgütlerin muhtemel bir müdahalede jandarma tarafından gerçekleştirildiği iddiasında bulunmak üzere örgüt içi infaza tabi tutarak öldürecekleri teröristleri belirledikleri” iddiası da yer aldı. Planda mahkumların nevresimleri örüp, çatıya çıkarak askerlere kızgın yağ dökebilecekleri gibi ihtimaller sıralanırken, operasyon sonrasında Adli Tıp Kurumu tarafından “fazla kullanımı öldürücüdür” tespiti yapılan gaz bombalarının “yoğun biçimde kullanılması” emri verildi.
 
‘Farz edelim ki direndiler’
 
2 Skorsky helikopterinin 14 Aralık 2010’da Bölge Komutanlığı emrine verildiği belirtilen planın “Faraziyeler” başlığı altında, Bayrampaşa Başsavcılığı ve cezaevi idaresince ölüm oruçlarına müdahale edilmesi, örgüt lideri durumundaki tutuklu ve hükümlülerin başka cezaevlerine nakledilmesi talebinde bulunulacağı ihtimali yer aldı. Sol örgüt mahkumlarının direnebilecekleri, adli mahkumların eyleme katılmayacağı ifade edilen planda, PKK ve irticai örgütlerin ise tarafsız kalacağı belirtildi. Planda “Vazifeler” başlığı altında “Ölüm orucundaki mahkumları kurtarmak, devlet otoritesini tesis etmek, ateşli, kesici ve delici aletleri ele geçirmek ve sevki istenen tutuklu ve hükümlülerin naklini gerçekleştirmek” sıralandı. Planda jandarma komandolarına cezaevine benzer bir alanda tatbikat yaptırılması da yer aldı.
 
Kamera çekimleri kayıp
 
Planda “Hukuki sorumluluk doğurmayacak şekilde operasyonun bütün safhaları kamera ve fotoğraf makinesi ile tespit edilecek” emri yer aldı. Buna karşın mahkemeye gönderilen yazıda, söz konusu kamera görüntü ve kaydının “bulunamadığı” belirtildi.
Vatan