Yurtdışından Intralase ameliyatı olmak için Türkiye'ye hemen her gün çok sayıda hasta geliyor. Bu hastalardan biri Sara Christina Tanner. Birazdan ameliyat olacak ve ben de onun ameliyatını izleyeceğim. 28 yaşında olan Sara, 6 derece miyop. Sporla içiçe bir yaşamı var bunun için hayatı hep özel dalış gözlüğü, özel kayak gözlüğü gibi gözlükler ve kontak lenslerle geçmiş. Ameliyat olmaya karar vermesi ise 10 yılını almış.



Çiğdem İŞLER yazıyor hurriyet.com.tr"Çok uzun süre düşündüm, araştırdım. 3 arkadaşım ameliyatını Türkiye'de oldu. Son derece memnunlar. En sonunda ben de olmaya karar verdim. Çünkü aktif spor yapıyorum ve sürekli gözlük takmak zorunda olmak dayanılmaz."

Kuru göz riski çok daha az

Ve ameliyat odasına giriyoruz. Sara'nın gözleri önce özel bir sıvıyla siliniyor. Sonra kornea dokusundan ince bir tabaka, bilgisayar kontrolünde kaldırılıyor. 5 yıl öncesine kadar bu tabaka özel bıçakları olan cihazla kaldırılıyordu. İşte Intralase lasik ya da I-Lasik olarak adlandırılan bu yöntemde, sıyrılmak istenen tabaka, korneaya hava kabarcıkları gönderilerek kaldırılıyor.

Türkiye'de birçok hastanede uygulanan tedavi, kuru göz oluşumunda daha az risk taşıyor. Korneası çok dik, düz, göz kapak aralığı çok dar hastalarda kontrollü tabaka oluşması sağlanmış oluyor.

Sara'nın iki gözünde de tabakalar kalktı. Lazer uygulaması için yan odaya geçiyoruz. Herkesin göz yapısının farklı olduğunu vurgulayan Operatör Doktor Efekan Coşkunseven, lazer için cihazı hazırlarken gözün 3 boyutlu olduğunu anlatıyor:

3 boyutlu lazer

"Lazer ameliyatlarında üçüncü boyuttayız. Çünkü gözün yapısı ve görme gücü kişiden kişiye değişiyor. Her 3 derece miyop olan hastanın görme kapasitesi farklıdır. Bu yüzden de aynı tedavi herkeste aynı sonucu vermez. Bu teknolojide ki buna wavefront deniyor, gözün üç boyutlu haritası çıkarılıyor ve hastanın göz yapısına özel lazer ışınları programlanıyor ve gerekli bölgelere lazer uygulanıyor."

Cihazla lazer ışınları programlandı. Her iki göze de 20-25 saniye lazer uygulandı ve gözlere Sara'nın 24 saat takması gerektiği koruyucu lensler takıldı. Ameliyat bitti. Duvarda bir saat var. Sara'ya saati sorduk ve okuyabildi.

Yöntemi NASA ve ABD ordusu da kullanıyor

Dünyada NASA ve ABD ordusunun onayladığı Intralase teknolojisi, astronotları ve savaş pilotlarının görme bozukluklarını çözmek için tercih ediliyor. Lasik yöntemini geliştiren ise Girit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ioannis Pallikaris. Coşkunseven, Intralase tedavisinde cihazın gözün planlanan noktasına atış yapmasını sağlayan dijital kilitleme sisteminden bahesediyor.

"Bu sistem sayesinde gözdeki en ufak dönme hareketleri dahi tespit edilebildiği için yanlış tedavi riski ortadan kalkıyor, sistem gözü tanıdığı için farklı bir tedavi uygulanması mümkün değil”

Operasyondan sonra 6 saat yanma ve batma şikayeti oluşuyor ancak katlanılmaz değil. Kişi sosyal hayatına devam edebiliyor. En önemli özelliği tekrarlanabilir. Derin tabaka tedavisinde numaranın yükselme olasılığının çok daha az olduğunu vurgulayan Coşkunseven, gerekirse ikinci üçüncü kez uygulanabileceğini söylüyor.

Lazer tedavisi son 20 yıldır başarıyla uygulanıyor

Son günlerde pek çok yerde lazerli göz ameliyatı yapılıyor. Ameliyatlarda risk, doğru hastaya yapıldığı takdirde yok denecek kadar az. Yurtdışında ve Türkiye'de gelişen göz hastalıkları tedavisi konusunda konferanslar veren ve lazer tedavisinin ilk uygulayıcılarından Doç. Dr. Emrullah Taşındı, göz kırma kusurlarının lazerle tedavisinin son 20 yıldır başarıyla uygulandığını söylüyor:

"Miyopi, hipermetropi ve astigmatizmanın tedavisinde gözlük ve kontakt lens kullanmak istemeyenler ve göz yapıları uygun kişilere uygulanan excimer laser tedavisi teknolojisi günümüzde çok gelişmiştir. Önceleri kornea yüzeyine uygulanan laser tedavileri son 10 yılda kapak kaldırılarak uygulanan ve hastalarda daha kısa sürede iyileşme, az ağrı oluşması gibi avantajları olan Lasik tedavisinin gelişmesine neden oldu. Lasik tedavileri önceleri keratom dediğimiz cihazla yapılmaya başlandı. Sonra gelişen teknoloji ile kapak oluşturma işlemi de femtosaniye dediğimiz lazerlerle yapılmaya başlandı. Femtosaniye laserler, daha düzgün, kalınlığı standart ve istenilen büyüklükte kapak oluşturması nedeniyle günümüzde tercih edilen Lasik yöntemlerinin başında geliyor. Femtosaniye lazerler günümüzde birçok firma tarafından üretilmektedir ve giderek daha yaygın kullanılıyor. Intralase, üretilen ilk femtosaniye lazerdir ve günümüzde en yaygın kullanılan cinsidir."

Kuru göz ihtimali olanlar dikkat

Kornea kırma kusurlarının tedavisinde tüm yöntemlerin kuru göz probleminin artmasına ve ince kornesı olanlarda problemlere neden olabildiğini vurgulayan Taşındı, uyarıda da bulunuyor:

"Kuru göz ihtimali olan, kornea kalınlığı uygun olmayan hastalara Lasik tedavisi dikkatle uygulanmalıdır. Femtosaniye laserlerle uygulanan korneal refraktif cerrahi sonuçları yüz güldürücüdür ve günümüzde en etkili ve güvenilir yöntemlerden biridir."

Op. Dr. Dilek Uzer de gelişen teknolojiyle birlikte daha net sonuçlar aldıklarını söylüyor:

"Femtolaser teknolojisi ile daha önce keratomla kaldırdığımız flapi şimdi bu lazer ile bıçak kullanmadan hava kabarcıkları ile oluşturuyoruz. Türkiye'de de yaklaşık 5 yıldır birçok hastane ve özellikle de göz merkezleri ve hastaneleri daha güvenli, daha net sonuçların elde edilebilirliği ve elbette yeni teknolojiler olması yüzünden tercih ediyor. Keratomla oluşabilecek flap risklerini azaltıyor. İnce kornealarda düzgün ve istenilen incelikte flap oluşturmak korneal ring uygulamalarında düzgün kornea içi tüneller açılmasında tercih ediliyor."

Kimlere lazer yapılamaz

- Gözünde aşırı kuruluk olanlara
- Hamilelere, bebek emzirenlere
- Tedavi edilmemiş aktif halde romatizmal, cilt hastalığı olanlara
- Katarakt ve göz tansiyonu gibi hastalıkları olanlara
- Diyabetten dolayı göz için kanaması olanlara