Tanık olarak ifade veren Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök, Çölaşan'ın kitabında 'yazılara müdahale' olarak anlattığı konuların, Doğan grubunun tüm yayın organlarında geçerli yayıncılık ilkeleri olduğunu söyledi. Bu müdahalelerin sansür anlamına gelmediğini ifade eden Özkök, Çölaşan'ın şahsi meselelerini takıntı haline getirdiğini belirtti. Çölaşan'ın Hürriyet'ten ayrıldığı güne kadar iktidarla ilgili yazı ve eleştirilerini istediği şekilde yaptığını anlatan Özkök, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Çölaşan her görüşmemizde bana, 'Grubumuzun menfaatleri yönünden hükümet aleyhine yazmamızı istemiyor musunuz?' sorusunu sormuştur. Bu, bende Çölaşan'ın sanki üzerinde bir teyp var, bunu kayıt etmek istediği intibaını uyandırmıştır. Her görüşmemizde kendisine şunu söyledim: 'Siz, Özal, Çiller, Ecevit, Mesut Yılmaz ve Tayyip Erdoğan aleyhine istediğiniz her yazıyı yazdınız. Ancak evrensel gazetecilik ilkelerinin ve yasaların zorunlu kıldığı bazı sınırlar vardır. Biz şunu istiyoruz; şahsi meselelerinizi takıntı haline getirmeyeceksiniz. İnsanlara küçültücü lakaplar takmayacaksınız, iftira atmayacaksınız. Melih Gökçek ile ilgili yazdığınız yazılar yüzünden hakkımızda 76 dava açıldı. Kaybettiğimiz davalar nedeniyle 100 bin doların üzerinde tazminat ödedik. Bunları gazetemiz ödüyor. Kazandığınız davaların tazminatlarını ise kendiniz alıyorsunuz. Ama burada paradan daha önemlisi, yayın ilkelerimizle ters düşmemizdir. Yasaların suç olarak benimsediği yazma tarzını devam ettirmeniz doğru değildir.' dedim.

2001 krizinde Hürriyet'ten 200 tane genç insanı çıkarmak zorunda kaldık. Çölaşan aynı gün maaşının dolara bağlanmasını istedi. Kendisine, 'Bunu yaparsak 10-15 kişinin daha işine son vermek zorunda kalırız' dedim. Buna rağmen ısrar edince maaşını dolara çevirdik. Hürriyet tarihinde dolar üzerinden maaş alan tek elemanımız Emin Çölaşan'dır. Emin Bey, Türk Lirası'nın değerinin yükselmesi üzerine bu defa maaşının Türk Lirası'na çevrilmesini talep etmiştir. Ayrıca çalıştığı süre boyunca Hürriyet'ten 1 milyon 500 bin dolara yakın prim almıştır. Bu bilgileri şu nedenle veriyorum, bizim Çölaşan ile meselemiz, hükümeti eleştirmesi değildir. Kendisi ile anlaşamadığımız konu, Doğan Yayın Konseyi'nin ilkelerine uymamakta direnmiş, bir anlamda kendisini gazetenin üzerinde görmüştür. Dünyanın hiçbir yerinde ve hiçbir gazetede böyle bir tavra izin verilmez.''


Türenç: Çıkan haberden patronun haberi olmaz

Hürriyet Yazişleri Müdürü Tufan Türenç de, yazılarındaki yasalara aykırı bölümleri Emin Çölaşan'ı uyararak düzelttiklerini, bundan gazete patronunun hiçbir zaman haberi olmadığını söyledi. Davalı avukatının konuyla ilgili sorusuna da şu cevabı verdi: "Patronların haberin girişinden ve çıkışından haberi olmaz. Böyle bir gelenek yoktur. Aydın Doğan'ın yayına hiç müdahalesi yoktur. 20 yıldır köşe yazarı olarak Aydın Doğan'ın herhangi bir müdahalesine ve imasına tanık olmadım. Yazara danışmadan yazıdan bir sözcük bile atmayız."Mahkeme, diğer tanıkların dinlenmesi amacıyla duruşmayı erteledi.

Çölaşan: Çıkarları için sansür uyguladılar

Çölaşan, Hürriyet'ten ayrıldıktan sonra 'Kovulduk Ey Halkım Unutma Bizi' adlı bir kitap yazarak Aydın Doğan hakkında çeşitli iddialarda bulunmuştu. Doğan grubunun çıkarları için yazılarına sansür uygulandığını savunan Çölaşan, özetle şu ifadeleri kullanmıştı: "Ankara'daki görüşmemizde Özkök bana şöyle dedi: 'Bak, Doğan Grubu'nun bütün kuruluşları çok iyi gidiyor. Fakat hükümet isterse en sağlam kuruluşları, bankaları bile bir günde batırır. Senden ricam iki-üç ay hükümetle ilgili bir şey yazma. Aydın Bey'in ricasıdır.' Bunun mümkün olmadığını söyleyince 'O halde bir ay yazma.' dedi." Aydın Doğan, iddialar üzerine 50 bin YTL'lik tazminat davası açmıştı.