36 YILDIR VATANINA HASRET
 
36 yıldır doğduğu topraklardan uzakta, sürgünde bir hayat süren Meşal’le Suriye’deki evinde konuştuk. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun geçen hafta Şam’daki Türk Büyükelçiliği’nde baş başa görüştüğü Meşal’e görüşmenin ayrıntılarını, Filistin meselesindeki son durumu ve İsrail ambargosunu sorduk. Meşal, “Türkiye, grupları birleştirmek istiyor. Biz de bunu çok önemsiyoruz. Kardeşlerimizle birlik olmak için Türkiye’nin önereceği her fikir, plan ve projeye peşinen evet deriz” diye konuştu.
 
Hamas Lideri Halid Meşal Türkiye’ye konuştu...
 
Filistinli grupları birleştirme planı
 
PROJE ÜZERİNDE ÇALIŞILIYOR
 
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile bir görüşme gerçekleştiren Halid Meşal, Türkiye’nin Filistin konusundaki planını gazetemize anlattı. Meşal, Türkiye’nin Filistin’deki tüm grupları bir araya getirme projesi üzerine çalıştığını söyledi.
 
İSRAİL’İN ZULMÜ GÖRÜLDÜ
 
Mavi Marmara Gemisi’nin yıl dönümünün yaklaştığını da hatırlatan Meşal, “İsrail’in yıllardır uyguladığı insanlık dışı ambargo bu geminin seferi ile delinmiştir. Bu hadiseden sonra herkes İsrail’in haksızlığını bizlerin de haklılığını gördü” diye konuştu.
 
Suriye’nin Başkenti Şam’ın güvenlikli bir bölgesi. Önünde silahlı adamların ve zırhlı aracın bulunduğu üç katlı bir apartman. X-ray cihazları ve arama noktasından geçtikten sonra ilk defa girdiğimiz salon bize hiç yabancı değil. Zira biraz sonra görüşeceğimiz kişinin bu mekanda pek çok görüntülerini izlediğimizden biliyoruz. Uzunca bir salon. Bir duvarında Mescid-i Aksa, diğerinde Kubbet-üs Sahra. Görüşeceğimiz kişi de Hamas’ın sürgündeki lideri Halid Meşal. Saçı ve sakalında artık neredeyse siyahların kalmadığı Meşal’i yıllardır yaşanan gelişmeler, krizler, çatışmalar ve şiddet fazlasıyla sakinleştirmiş. Oldukça sabırlı. Senelerdir sıkıntı çektikleri belli.
 
Ancak bugünlerde sıkıntılarına Suriye’deki olaylar da eklenmiş. Bizi görür görmez, içten bir hoş geldiniz karşılaması yapıyor. Türkiye’den gelenlere başka bir önem verdiği her halinden belli.
 
Ama Suriye’deki halk hareketinin yol açtığı sıkıntılar nedeniyle örgüt olarak konuşmama kararı aldıklarını belirtiyor. Kısa bir sohbetin ardından, konuşmama kararını Türkiye gazetesi bozuyor.
 
Aslında çok şey söylemek istediği aşikar. Fakat, Arap alemindeki isyan nedeniyle yapacağı açıklamalarla kendilerine yeni sıkıntıların baş göstermesini istemiyor. Bu sebeple temkinli konuşuyor. Suriye, Tunus, Libya ve Mısır’daki isyan ateşinin bölgede değişime neden olacağını dikkatli bir uslupla söylerken, Türkiye ve Mavi Marmara konusundaki sorulara çoşku ile cevap veriyor. İşte Hamas Lideri Meşal’in sorularımıza verdiği cevaplar:
 
FİLİSTİNLİ GRUPLARIN BİRLİĞİ
 
-Son zamanlarda Gazze’de tekrar hareketli günler yaşanmaya başladı. Gazze’de tam olarak neler oluyor?
 
Takip ediyorsunuz, son aylarda Arap dünyasında üst üste devrimler gerçekleşti. Araplar, Filistin konusunda duyarsız davranan liderleri devirerek özgürlük ve hürriyete giden yolu açıyorlar.
 
Dünyanın bütün dikkatini Arap devrimlerine çevirmesini fırsat bilen işgal devleti de Gazze’ye yeniden saldırmaya başladı. İnsanlarımızı öldüren, evlerimizi yıkan Siyonist düşmana biz de en doğal hakkımız olan direnişle karşılık veriyoruz. İsrail işlediği suçların karşılıksız kalmasını, her ne olursa olsun bizim karşılık vermememizi istiyor. Fakat bu adaletli, haklı bir istek değil.
 
Biz her zaman saklı tuttuğumuz direniş hakkımızı kullanmaya devam edeceğiz ve İsrail’in işlediği suçlar asla karşılıksız kalmayacak.
 
-Filistin meselesinin çözümü konusunda bazı Müslüman ülkelerin gayretleri var. Çözüm için Filistinli grupların birlikte hareket etmeleri gerektiği Müslümanların ortak arzuları. Peki Filistinli grupların ihtilaflı noktaları bir tarafa bırakıp birleşmesi mümkün değil mi?
 
Biz Hamas olarak Filistinli gruplar arasında tam bir ittifak sağlanmasını istiyoruz. Bu yönde birçok çabamız oldu. Fakat Sayın Abbas ve grubu bizim attığımız olumlu adımlara karşı gereken cevabı şimdiye kadar vermedi. Hamas birleşme konusunda asla sorun çıkaran olmamış, bundan sonra da olmayacaktır. Bu yönde atılacak olan her adıma, hazırlanacak her programa destek olmaya hazırız. Fakat bu program işgalci düşmana karşı verdiğimiz mücadelede temel ilkelerimize zarar vermeyecek bir program olmalıdır.
 
-Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile geçtiğimiz haftalarda özel bir görüşme gerçekleştirdiğiniz basına yansıdı. Bu görüşmede neler konuşuldu?
 
Biz Türkiye’den gelen her resmi yetkiliyle öncelikle Gazze’ye yönelik ambargoyu, sonra Filistinli gruplar arasında birlik oluşturmak için atılacak adımları ve en son olarak da Türkiye’nin Filistin davasına verdiği desteği konuşuruz. Ayrıca Türkiyeli yetkililere, Filistin konusundaki tavırları nedeniyle teşekkür ederiz. Görüşmelerimiz genel olarak bu çerçevede gerçekleşir.
 
-Türkiye’nin Filistinli gruplarını birleştirme yönünde çabası mı var?
 
Son derece olumlu görüyoruz. Biz Türk yetkililere de Filistinli grupların birleştirilmesine yönelik çabalarına destek olacağımızı söyledik. Türkiye gerek halkıyla gerekse de hükümetiyle Filistin davasının yanındadır. Türkiyeli yetkililer samimi bir şekilde Filistin sorununun çözülmesi için çaba sarf ediyorlar. İnşallah Filistin halkının ve Filistinli grupların birliğinin temini de Türkiye’nin eliyle gerçekleşir.
 
İSRAİL’İN KİRLİ YÜZÜ GÖRÜNDÜ
 
-Mavi Marmara Gemisi’nin Filistin’e yardım götürürken saldırıya uğramasının yıl dönümüne az bir süre kaldı. Öncelikle Mavi Marmara’nın Filistin’e uygulanan ambargoyu deldiğini düşünüyor musunuz?
 
Mavi Marmara gemisiyle birlikte Gazze’ye yönelik ambargo geçmişe nazaran daha da hafifledi.
 
Fakat biz ambargonun tamamen sona ermesini, bu gayri insani kuşatmanın artık bitmesini istiyoruz. Mavi Marmara, İsrail’in kirli yüzünü tamamen ortaya çıkardı. Dünya artık İsrail’in bir terör devleti olduğunu çok daha iyi biliyor. Özgürlük Filosu, Filistin halkına özgürlük yolunda büyük bir umut verdi. Mavi Marmara’da şehit düşen Türkleri, Filistin halkı ve İslam ümmeti hiçbir zaman unutmayacaktır. Özgürlük Filosunun şehitleri bugün İslam dünyasının, Filistin’in semalarını aydınlatmaktadır. Mavi Marmara gemisi ile birlikte dünyanın bütün vicdanlı insanları Filistinlilerle birlikte saf tutmaya başladı. Biz Mavi Marmara olayını tarihi bir girişim olarak görüyoruz. Mavi Marmara gemisinin yolculuğu inşallah Filistin özgür olana kadar devam edecektir.
 
-Yeni gemilerin gönderilme çabaları var. Yeni bir gemi filosu gönderilirse sizce İsrail tekrar şiddete başvurarak bu gemilerdeki insanlara da zarar verir mi?
 
İsrail bu yönde tehditlerde bulunuyor. Fakat İsrail ambargoyu kırmak için yeniden yola çıkacak olan gemilere saldırırsa bir öncekinde olduğu gibi yine hüsrana uğrayacaktır. Dünyanın hür vicdanlı insanlarından Gazze’ye yönelik kuşatmanın kırılması yönünde ısrarcı olmalarını istiyoruz. Eğer bu ısrar sürerse İsrail mutlaka yenilecektir. İnsanlar karadan, denizden hatta havadan gruplar halinde Gazze’ye, Filistin’e doğru harekete geçmeliler. Biz Hamas olarak hangi dinden veya görüşten olurlarsa olsunlar dünyanın bütün vicdanlı insanlarını bu zulme son vermek için dayanışmaya çağırıyoruz.
 
TÜRKİYE TARİHİYLE YENİDEN BULUŞTU
 
- AK Parti’nin geliştirdiği siyaset, Müslüman ülkeler tarafından örnek alınabilir mi?
 
AK Parti İslam dünyası için önemli bir model, İslami hareketler için de önemli bir tecrübedir.
 
Entelektüel ve basiretli bir kadroya sahip olan AK Parti’nin tepeden inme değil de, halkın tercihiyle iktidara gelmesini önemsiyoruz. AK Parti hükümeti Türkiye’yi tekrar tarihiyle buluşturmuş ve yıllardır uzak durduğu İslam dünyasına ve Arap halklarına yakınlaştırmıştır.
 
Türkiye’nin Filistin konusunda önemli bir misyon edinmesinde de AK Parti iktidarının büyük bir payı var. Ayrıca Türkiye bütün dünyada AK Parti’nin iktidarı döneminde büyük bir saygı ve itibar kazanmış, İslam dünyasının iftiharı haline gelmiştir. Bu sebeple biz Hamas olarak şu an Türkiye’nin iyi bir kadro tarafından yönetildiğini düşünüyoruz.
 
-AK Parti’nin iktidarının ilk yıllarında Türkiye’ye bir ziyarette bulunmuştunuz. Ardından hem kendiniz hem de AK Parti bazı sıkıntılar yaşamıştı. Özellikle gelişinizle ilgili olarak iktidar partisi çok eleştirilmişti. Şu anda gelirseniz muhtemelen benzer durumlar yaşanmaz. Gelmeyi düşünüyor musunuz?
 
Türkiye’ye gelmeyi düşünüyorum. Fakat bu ziyaretimin resmi bir ziyaret olmasını, bizim ziyaretimiz nedeniyle kimsenin rahatsız edilmemesini istiyoruz. İnşallah ilk fırsatta İslam dünyasının en önemli ülkelerinden biri olan Türkiye’yi ziyaret ederim. Bu ziyaretin yakın bir tarihte gerçekleşmesini temenni ediyorum.
 
-Necmettin Erbakan’nın cenaze törenine iştirak edeceğiniz açıklanmıştı. Fakat son anda gelmediniz. Niçin?
 
Necmettin Erbakan, Filistin halkının ve benim şahsi olarak son derece saygı duyduğum ve sevdiğim değerli bir liderdi. Hoca hayatı boyunca Siyonist İsrail işgaline karşı insanları uyardı ve İslam dünyasını birleştirmeye, tek çatı altında toplamaya çalıştı. Onu hiçbir zaman unutmayacağız. Erbakan Hoca vefat ettiğinde şahsi olarak ben de çok üzüldüm ve onun için dua ettim. Hocanın cenazesine gelmeyi de düşünüyordum; fakat bizden dolayı Türkiye’deki kardeşlerimizin rahatsız edilmesini istemedik. Çünkü siyasi kimliğimiz nedeniyle bir takım çevreler bu ziyareti başka taraflara çekebilirlerdi. Bunu düşünerek Hocanın cenazesine Hamas adına temsilci olarak bir kardeşimizi gönderdik.
 
BİR GÜN FİLİSTİN’DE HÜR YAŞAYACAĞIZ
 
Kaç yıldır ülkenizden ayrı yaşıyorsunuz?
 
İsrail işgal ordusunun 1967’de Batı Yaka’yı işgal etmesi üzerine ailemle birlikte Filistin’i terk etmek zorunda kalmıştım. Sonradan ülkeme girdim çıktım ama tam 36 senedir vatanımdan ayrı yaşıyorum. Fakat bir gün Filistin’e, işgal edilmiş topraklara geri döneceğimize mutlak şekilde inanıyorum.
 
-Yakın arkadaşlarınızın kayıplarını hatırladığınızda neler hissediyorsunuz?
 
Biz her şeyden önce insanız. Yakınlarımızın şehit düşmesi insani yönümüz nedeniyle bizi üzüyor. Fakat Allah’ın kulları arasından en çok sevdiklerini şehit olarak katına aldığına inandığımız için şehitlerimiz adına da seviniyoruz. Şehitlik kültürü Filistin mücadelesinin en önemli temel taşlarından biridir. Her mücadele, özgürlük savaşı bedel ister. Biz de bağımsızlık için şimdiye kadar birçok bedel ödedik. Bundan sonra da gereken bedeli ödemek için çekinmeyeceğiz.
 
-İsrail’in 2008-2009 Gazze Savaşı’nı soruşturan komisyonun başkanı Yargıç Richard
 
Goldstone’un, kritik öneme sahip BM raporunu geri çekmeyi planladığı şeklinde bir açıklama oldu. Bununla ilgili ne düşünüyorsunuz?
 
Aslına bakarsanız Goldstone’un raporu geri çekmesi sözkonusu değil. Ancak burada görülmesi gereken şu. Kendisi açıkça tehdit edilmiştir. Yoksa neden kendi yazdığı raporu geri çeksin.
 
Yahudi lobilerin baskısı ortada. Yazdıklarının hepsi doğru. Hatta kendisi de “Şimdi bildiklerimi o zaman bilseydim, ortaya çok daha farklı bir belge çıkardı” demişti. Bu sözler raporu geri çekeceği şeklinde yorumlandı. Ancak sonradan kendisi de böyle bir düşüncesinin olmadını açıkladı.
 
HALiD MEŞAL KiMDiR?
 
Dünya onu Halid Meşal ismiyle tanıyor. Fakat Filistinliler, onun için “Ebu Velid” lakabını kullanıyorlar 1956 yılında Ramallah’a bağlı Selvad’da dünyaya geldi. Meşal, 11 yaşına kadar burada yaşadı. İsrail ordusunun 1967’de Batı Yaka’yı işgal etmesi üzerine Filistin’i terk etmek zorunda kaldı. Kısa bir süreliğine Ürdün’e, oradan da uzun yıllar yaşayacağı Kuveyt’e geçti.
 
Kuveyt Üniversitesi’nin Fizik bölümünde öğrenim gören Meşal, okul yıllarından itibaren liderlik özelliğiyle ön plana çıktı. Üniversiteyi bitirdikten sonra bir dönem Fizik öğretmenliği yaptı.
 
1990’da ailesi ile birlikte Amman’a geçti. Hamas’ın kurucuları arasında da yer aldı. 1996’da hareketin siyasi birim başkanlığına getirildi. 1997’de 2 Mossad ajanı Meşal’e suikast girişiminde bulundu. Meşal’in korumalarından Ebu Seyf, Meşal’i zehirlemek isteyen ajanları yakalamayı başardı. Ajanlara karşılık İsrail’den zehrin panzehiri ve Şeyh Ahmet Yasin’in serbest bırakılması istendi İsrail bu istekleri kabul etti. Hamas’ın Ürdün’deki faaliyetlerini yasaklayan Ürdün yönetimi, 1999’da Meşal ve altı arkadaşını tutukladı. 61 gün sonra serbest kaldı. Hamas lideri uzun zamandır Suriye’nin başkenti Şam’da sürgünde yaşıyor.
 
İsrail’den ölüm tehdidi
 
İHH İnsani Yardım Vakfı, İsrail’in İnsani Yardım Filosunu engelleme çabalarının sonuç vermeyeceğini söyledi. İsrail’in filo organizatör ve aktivistlerine yönelik tehdit kampanyası başlattığını yazılı açıklamayla duyuran İHH İnsani Yardım Vakfı, bu girişimleri dikkatle takip ettiklerini duyurdu. Açıklamada şöyle denildi;
 
“İsrail ve özellikle Türkiye’deki Yahudilerden olduğunu söyleyen çok sayıda kişinin, özellikle Facebook vb. sosyal paylaşım siteleri ve e-mailler üzerinden çok yoğun bir şekilde tehdit mesajları gönderdiği de diğer bir gerçektir. Çeşitli senaryolarla sürekli Filo hakkında sorular soran, çoğu zaman ise ‘ceza vermek bizim işimiz’ , ‘bedel ödeyeceksiniz’ , ‘mesele sadece araç konvoyu veya gemi filosu değil siz İsrail ile uğraşmanın bedelini ödeyeceksiniz’ ‘yine öleceksiniz’ vb tehdit cümleleri ile Filonun yola çıkmasını engellemeye çalışmaktadır. İHH olarak bizler insanoğlunun geleceği için bu çabayı devam ettireceğiz.”